6 Eylül 2021 Pazartesi

fredi hayri

 

Sanayii bacalarındaki duman, yangın varmışcasına göğe yükseliyordu.. soğuktan elleri çatlamış hayrinin nefesleri de bu dumana eşlik ediyordu. Az önce sobaya koyduğu çayı içme hayalini kurarken uzun samsun sigarasından iki hızlı nefes alarak yere attı ve dükkandan içeri girdi, bacanağı seyfettin  yüksek tonda "şu mereti dükkanda içiversene nolacak mınagoyum" dedi hayri buna yüzünün yanık tarafını hafifçe ona doğru çevirerek cevap verdi. Hayri gençken çalıştığı tüpçü dükkanında sigarasını yakmak isterken dükkan patlamış ve yüzünün bir kısmı yanmıştı o günden beri kapalı alanda sigara içmezdi hatta sanayideki lakabı fredi hayriydi. Koltuğuna ağırca otururken derin bi nefes verdi, bu nefes adeta tüm günün yorgunluğunu anlatıyor gibiydi. Hayri, seyfettinden aslında çok da hoşlanmazdı bu yüzden o muhabbet açmadan önündeki kumandaya atıldı ve "bugün nolmuş bakak baak" diyerek televizyonu açtı. Show haberde 4 kişi tarafından tecavüze uğrayıp öldürüldükten sonra parçalara bölünerek çöpe atılan bir kızın fotoğrafları ekrandan geçiyordu bunun üzerine seyfettin "şuna bak ne hale geldik benim dolmuşa da böyle götü başı açık kaşmer çok biniyo kıyamet yakın" diye söylendi ardından hayri'ye doğru dönerek "benim yeğeni senin tükana çırak versek ya, iş öğrensin dedi" bunun üzerine hayri "lastikçide iş yok sen onu motor ustasına ver" diyerek geçiştirdi. Dükkanda cinlerden başka kimse muhabbet etmiyordu, seyfettin "haydi selametle" diyerek oturduğu sandalyeden kalktı ve dolmuşuna binerek uzaklaştı. Hava iyice kararmıştı, hayri dışarıdaki malzemelerini içeri aldı tam dükkanı kilitleyeceği esnada eski kasa bir mercedes s 350 dükkanın önüne yanaştı arabanın farları gözünü kör etmişti, iki tane kapı sesi duydu farlar kapandığında biri sıska diğeri iri iki kerçane gençle karşılaştı, ardından gençlerden biri "usta şuna bi baksana sağ arka tekerin havası inip duruyo" diye seslendi. Çok geçmeden gençlerin yabancı olduğunu sezdi zaten araba 24 plakaydı. Krikosunu içerden aldı ve arabaya yöneldi tekerin somunlarını gevşetirken kafasında 24 plakanın neresi olduğununu hatırlamaya çabalıyor, gençler kendi aralarında konuşurken şive yakalamaya çalışıyor ipucu arıyordu, bu merak onu bu yiyip bitirecekti ama yine de gençlere nereli olduklarını sormadı, nere olduğunu kendisi hatırlamalıydı. Söktüğü tekere bir bakış attıktan sonra "hee bunun sibopta kaçak var" dedi ve eski sibobu başka arabadan söktüğü sibopla değiştirerek gençleri yolladı.

Gün yeni doğmuştu hayri her zamanki saatinde uyanmış abdest alıp namaz kıldıktan sonra ayak üstü atıştırıp dükkan yoluna koyulmuştu, dükkanı açtıktan sonra ilk işi sobayı yakıp çay demlemek oldu, koltuğuna oturdu ve twitterda hayat kadınlarının olduğu sayfalardaki mesaisi başladı gördüğü her kadını beğeniyor ve altına bozuk Türkçesiyle mention atıyordu, o sırada dükkanın önüne bir araba durdu, hayrettin "bu saate pek müşteri gelmez normalde" diye kafasından geçirdi, araba tanıdık geliyordu çok geçmeden arabanın plakasından dün akşam gelen gençlerden biri olduğunu fark etti fakat genç biraz gergindi, hayri usta ayağa kalkmaya fırsat bulamadan genç kapıyı açtı ve vücudunun yarısını içeri sokarak tok bir sesle "dün yaptığın teker yine indi usta!" dedi, hayri üfleyerek malzemelerini aldı ve arabanın yanına gitti. Hayri tekeri sökerken genç başında seri nefeslerle sigarasından dumanlar alıyordu fakat kimse konuşmuyordu. Hayri tekeri dükkana götürdü, suya soktu, yavaşca gezdirdi, tekerdeki patlak kendini gösterince aldı ve yama yapmak için önündeki tezgaha koydu, genç arkadan çok dikkatli bir şekilde hayriyi seyrediyordu. Teker yerine oturmuştu, hayri usulca ayağa kalkarken "yirmibeş tl" dedi, dükkana geldiğinden beri ağzından çıkan ilk kelime buydu, genç iki saniye duraksadı anlamadım dercesine kafasını hafifçe sola çevirerek "bi de borcumuz mu var?" dedi, bunun üzerine hayri yarım bir tebessüm ve sakin bir ses tonuyla "var tabii" diye yanıtladı, genç "bence senin bana borcun var dayı" diyerek cevap verdi, hayri kendinden çok emindi nasıl olsa onun mıntıkasıydı sanayi, "o zaman ben yamamı alayım aslan yeğenim" diyerek tekere uzandı o esnada genç, hayriyi omzuna vurarak itti olay çok geçmeden ikilinin itişme ve küfürlerine evrildi, ardından genç arabasının kapısı açtı ve torpido gözüne uzanarak beretta silahını çıkardı, hayri duraksamaya bile vakit bulamadan göğüsündeki kurşunu hissettmişti.. sırt üstü yere düştü, kurşunun girdiği yerden vucüduna yayılan ısı ona güneş yutmuş gibi hissettiriyordu, gökyüzünü ilk defa görmüş gibiydi dükkandan yayılan lastik ve bali kokusunu daha yoğun alıyordu, etraftaki bağrışmaların ve kalabalığın farkındaydı ama orada değildi, biraz sonra öleceği gerçeği onu sanki huzursuz etmiyor gibiydi zaten bunu düşünmek için çok vakti yoktu. Birden bir aydınlanma hissetti, artık biliyordu.. son nefesini aldı, gözlerini kapadı ve son sözünü söyledi.. Erzincan

 

Yenisey C.