İmdi düşündüğümüzde vücudumuzun en müstefid zamanı helaya
doğru attığımız adımlarımızdır. Maria Callas’ın enfes sesi sopranonun
ciğerlerimize dalga dalga yayılışı içimizde küçük bir sunflower doğmasına
sebebiyet vermez mi? İşte bunun biyolojik ve tinsel histeriden ani çıkışı belki
fotonlara çarpışı leaf leaf parçacık veya dalga gösterilişi Casamir Etkisine
yol açar. Koku ağır, tuvalette sıçarken şiir yazmayı düşünüyorum,
mükemmeliyetçiliğin zirvesindeyim. Ayna, kolonya, sıvı sabun, kâğıt havlu hepsi
yerli yerinde nefes alıyor. Titizliğin sismik yansıması, sifonu çektiğinde akıp
giden gürültü, içinden kaybolan birikime methiye düzer. Köşeye siper olmuş
tuvalet fırçasına ne demeli, ne dememeli
Verweile doch, du bist so schön (Gitme ama, o kadar güzelsin
ki) aslında pek uzaktan öyle gözükmese de nedense kendimi hep bir şeylerden
siyânet eden bir insan gibi görüyorum. O yüzden hep kâsir kaldığım
söylenebilir. Sen! Gecelerimi! Esir alan kadın ( kimden bahsettiğini
bilmiyorum) seni düşünmekten, düşünce özgürlüğümü yitirdim. Benim schwarzschild
yarıçapım tam bir Hiçlik! Ne dert Hiçlik! Çöpü karıştıran aile gördüm. Anne,
baba ve çocuk, tabi ki anlıyor, anlayamaz sandığımız çocuk, çöpün birine boyu
yetmiyor, çatal buldu birinde, annesine verdi. Bazıları çocuğa hasret, bazıları
aileye, bazıları sağılığa, bazıları uykuya, bazıları ekmeğe, bazıları yürümeye,
bazıları görmeğe, bazıları duymaya ve konuşmaya, bazıları vatana, bazıları sevgiye,
bazıları temiz suya, bazıları akla, bazıları yarına, ne çok hasretlik var, bir
gün sana da dokunur bazıları
Bu aralar okumuyorum, göz gezdiriyorum. Zannımca Elias Canetti
gösterişsiz ve samimi, sorular sormakta ve cevabını bulmaktadır. Eğer bütün
sorunlarımız sistemse bunu bir tek “Cengiz Yasası” çözer. Bu anayasa olmalıdır.
Bu birilerini mahfuz etmeye gerekli görmeyecektir. Behemehâl çözüm olacaktır
demiyorum, akla davetiye yollayabilir.
Bir karınca sürüsünün tek sıra ip gibi dizilip hunharca yol
kat edip bir şeylerle iştigal ettiğini görmekteyim. O kadar bilinçliler ki
onların içgüdüsel davrandığını söylemek kanaatimce çok büyük ahmaklık ve
hakarettir. Satyendra Nath Bose’un yoğunlaşmasıyla kafam meşgul iken anizotropime
sahip çıkan Hermann von Helmholtz ve Hans Reichenbach’a teşekkür ederim.
Eskibeyoğlu Ahmet Rıza